30 Aralık 2013 Pazartesi

Homofobiyi/transfobiyi aşma yolları-1

Hepimizin öyle ya da böyle hayatının bir döneminde, kabullenilmek, arkadaşımızı, ailemizi veya işimizi kaybetmemek adına bulduğu "sözde" çözüm üzerine yazacağım bugün. Bireysel olarak homofobi/transfobiyle başetme yollarından biridir bu. Çok iyi, çok namuslu bir insan olmak, çok iyi bir evlat, çok çalışkan bir beyaz yakalı olmak. Tüm bu "iyi" sıfatları ismimizin veya cinsel yönelimimizi tanımlayan kelimenin önüne koydurabilmek. Kendimiz gibi olabilmek, kabullenilmek için kendimizden ödün vermek.

Trans, ibne, kadın gibi kıvırtıyor v.b. ama çok namuslu. Trans, ibne, gey ama çok iyi bir dost. Lezbiyen, biseksüel bir kadın ama çok güvenilir. Ay benim bissürü gey arkadaşım var. Nasıl eğlenceli insanlar. Tavsiye ederim kız. Geylerle eğlenmeye git gibi birçok cümleyi duyduk, duymaya da devam edeceğiz.

"Hala" isimli belgeseli izleyeniniz var mı bilmiyorum. İzlemediyseniz linkten ulaşabilirsiniz. http://efa.erciyes.edu.tr/bel,halaaa.html
Bir de şurada bir yazı var.

 "Hala" doğduğu köye yıllar sonra dönen, kaybettiği ana-babasının ocağında tek başına yaşayan transseksüel bir arkadaşımız. Köyde hakkında çıkarılan dedikodular, önyargılar sonucunda köylülerce kabullenilme sürecini anlatırken kimin yardıma ihtiyacı varsa gittim, hiçkimseyi geri çevirmedim (veya benzeri bir cümle) kullanıyor belgeselde. İhsan Hala'yı, köylüler de "şakır şakır oynar, eğlendirir herkesi, çok iyidir herkesin derdine koşar v.s." diye anlatırlar. İhsan Hala belgeselini izlerken içim acıdı. İhsan Hala her an mı eğlenceliydi, hep gülmek zorunda mıydı, herkesin yardımına gitmek için kendinden ödün vermedi mi, bu kadar eğlenceli, iyi, "namuslu" olmasa o köylüler İhsan Halayı kabul ederler miydi, evine bir erkek sık sık girip çıksa, İhsan Hala köyden birine aşık olsa, bunu dillendirse, söylese neler olurdu? Gayet insani bir şekilde o köylülerden hiçbirine içinden kızmak, bağırmak, küfretmek gelmedi mi? Geldi de başına neler geleceğini düşünerek sustu mu? O iyi, namuslu, eğlenceli insan dışına çıkan transseksüel ne yapardı? İhsan halanın akşamları evde tek başına kaldığı, sabahları ortalıkta hiçkimseler yokken yürüdüğü zamanlarda hissettikleri. O içsel yalnızlığı, o hüznü içimde hissettim. Çok üzüldüm. Zamanında kendim de bunu yaşamak zorunda kaldım diye belki. Bilmiyorum. Büyük şehirde kendimiz olma şansımız daha fazla belki. Ama topluluk küçüldükçe, dikkatleri üzerine çekmen, dışlanman çok daha kolay. Bu yüzden ya gettolara sıkışıyoruz, ya da her zaman iyi, eğlenceli, namuslu olma hallerini oynuyoruz. İnsanlıktan çıkıyoruz.

Ben bir anne sitesinde out olduktan sonra, pekçok insandan şu tür mesajlar aldım.
"Lezbiyen olabilirsiniz ama gördüğümüz kadarıyla çok özenli bir annesiniz. Çocuğunuz çok şanslı."

Ama siz sevgilinizle çocuğunuzun önünde öpüşürseniz, elele tutuşursanız aynı kişiler, sizi çocuğunuzun ahlakını bozmakla suçlamak için asla vakit kaybetmeyecektir. Bunu söyleyen heteroseksüel kadın kocasıyla çocuklarının önünde öpüşebilir, elele tutuşabilir, koklaşabilir. Bunda sorun yoktur elbette.
Bulunduğunuz çevrede kabullenilmek ve dışlanmak an meselesidir bu yüzden. Çok dikkat etmelisiniz. hafazanallah sevgilinize, arkadaşınıza, iş arkadaşınıza olumsuz herhangi bir insani tepki vermeniz durumunda da, isminizin önüne bu kez cinsel yöneliminizi içeren oldukça fena bir sıfat hemen geliverir.

Gerçek şu ki, toplumda  homofobi/transfobi devam ettiği sürece sen bireysel olarak ne yaparsan yap bi halt olmuyor.

Sonuç, sal gitsin be İhsan hala....Ben seni her halinle seviyorum...

P.S. Okuyanların aklına aman da bu kadın bu yüzden iyi anne olmaya mı çalışıyor falan gibi birşey gelmesin ha. Iyi annelik (artık her neyse tanımı) öyle zorlamayla falan olacak iş değil :) Annelik başlı başına başka birşey :))





2 Aralık 2013 Pazartesi

Darısı başımıza...

Maria Bello oğluna açılmış. Oğlu da aşk aşktır diye cevap vermiş.

http://kaosgl.org/sayfa.php?id=15303

Çocuğumla ilişkimle ilgili en çok endişelendiğim anın bu kadar kolay geçmesini umuyorum. Darısı başıma :)

18 Kasım 2013 Pazartesi

Bianet Röportajı



Sema Merve'nin Bianet'e verdiği röportajı keşke çok daha geniş kesimler okusa. Bizlerin varlığını görmeseler de, var olduğumuzu bilseler.
Hele 1982 yılına ait ve hala geçerli olan Yargıtay kararına ne demeli. Demek ki benim lezbiyen olduğum tespit edilirse, çocuğumun velayeti elimden alınabilecek. Akla, hayale, vicdana sığacak birşey mi bu? Her gece yatmadan önce beni  iyi geceler öpücüklerine boğan, annecim seni çok seviyorum diyerek günde bilmem kaç kez bana sarılan, mutlulukla, sevgiyle, emekle birbirimize hayat verdiğimiz canım evladımın velayetini, bir kadına aşık oluyorum, bir kadınla sevişiyorum diye alabilecekler öyle mi? O kadar kolay demek? Bu memlekette buna destek verecek milyonlar olduğundan da o kadar eminim ki. Gel de sonra ben hem lezbiyenim, hem de anneyim diye açıl, saçıl.
Haa çocuğumu benden almaya kalkan devleti yok ederim, dünyayı başlarına yıkarım. O kadar da kolay değil ama bu kararı 1982 yılında veren zihniyetin hala devam ettiğini bilmek tüylerimi diken diken ediyor.
Yapabilecekleri şeyin düşüncesi bile korkunç..Ayyyhhh....

5 Temmuz 2013 Cuma

LGBTT Huzurevi Istiyoruz...

Bizi evlendirmiyorsun devlet, çoluk çocuk sahibi olmamıza da manisin. Bize ev yok, iş yok. Sigortamız, hayat güvencemiz yok. Homofobik/transfobik aileler de bizi evlatlıktan reddetmiş. Dünyanın en yalnız yaşlıları biz olacağız. Nefret cinayetlerine kurban gitmez ve yaşlanabilirsek tabii...

Size sözüm olsun ey okur, emekli olunca (pekbişey kalmadı :) bir sahil şehrinde, lezbiyen, gey, trans, travesti arkadaşlar için huzur evi açacağım. Hem kendim için hem de yaşlı tüm LGBTT'ler için. Çalışanların tümü gönüllü LGBTT olacak. Hem çalışacaklar, hem yaşlılardan ahh evladım biz Onur yürüyüşlerine 10 kişiyle başlamıştık, ahh ne günlerdi hikayeleri dinleyecekler :)

Hiç olmazsa nefret cinayetlerine kurban gitmemize engel ol da ey devlet yaşlılığımızı huzur içinde geçirelim...

2 Temmuz 2013 Salı

Nereden nereye

Nereden nereye.

90'ların başı. Kaos GL'nin fotokopisini o zamanlar İmge kitabevinde bulurum umudu, kasada nasıl ödeme yapacağım endişesine dönüşürken, aldığım "normal" kitapların arasında dergiyi saklayarak  ödemeyi yapar, ama suçlu suçlu yüzüm yerde, kimsenin suratına bakmadan kitapçıdan çıkardım. Kimselerin görmeyeceği bir yerde o fotokopiyi nasıl okurdum, atmaya kıyamaz nerelerde saklarım diye uzun uzun düşünürdüm. Birbirine aşkla bakan iki kadının resmine saatlerce bakardım. Biri ben biri umutsuz gizli aşkım, en yakın arkadaşımdı. Hayaller hayaller. Gerçek olmayacağından emin olduğum hayallerdi.

Dünyadaki tek eşcinsel kadın bendim ve ne sevgilim olabilecekti, ne aşık olduğum kadınlar beni sevecekti, ne anne olabilecektim, ne arkadaşlarıma açılabilecektim. Asla bir ailem olmayacaktı. O kadar emindim ki.
Kaos'un konur sokaktaydı sanırım küçük bir kafesi vardı. Oraya ilk girişim. Korkum, utancım. Hayat boyu unutulmaz. O ilk adım benim devrimimdi.

Yıl 2013.

Yıllar geçti. Aşklar yaşamışım, aşklar bitirmişim, sevişmişim, çok sevilmişim. Gerçekleşmeyeceğini düşündüğüm tüm hayaller gerçek olmuş. Ve en önemlisi. Anne olmuşum. Hayatımın en güzel sıfatına kavuşmuşum. Sanki evladıma kavuşmak için eşcinsel olmuşum ben. Onun annesi olmak için, onun benim çocuğum olması için eşcinsel olmuşum diyorum bazen. Herşeyin bir sebebi varsa, benim sebebim güzel evladım, onun mis kokusu, annem çok tatlııı cümleleri, sarılıp sarılıp seni çok seviyorum demeleri. Iyi ki eşcinsel olmuşum da O'nun annesi ben olmuşum. Öyle şanslıyım.Anlatmak imkansız.

Yine 2 gün önce onbinler yürüyor. Heryer gökkuşağı bayraklarıyla donatılmış. Herkes renkli, herkes kendi. Bu videoyu izlerken hüngür hüngür ağladım. Ben hala kendi aileme, çevreme karşı maskeyle dolaşıyorum. Hala kendim değilim, rol yapıyorum ama daha güçlüyüm, daha iyiyim. Umudum var. Bir gün o sokaklarda ben de haykıracağım eşcinselim diye. Benim, ben buyum ey ahali, diye sevinçten ağlayacağım. Ahhh işte o anda çocuğum da elimden tutarsa, onunla birlikte haykırabilirsem. Hayal mi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal mi yine. Belki bu hayalim de gerçek olur. Çocuğumla birlikte mutluluktan ağlarım, ben, kendimi haykırabildiğim gün. O da yanımda olsun :)

22 Mayıs 2013 Çarşamba

Zor dostum zor

Hangi lezbiyen, biseksüel sevgilisi olunca aynı sıkıntıları yaşamadı ki? Hangi lezbiyen ya da biseksüel, kendine hetero diyen bi fobikle yakınlaşıp üstüne sanki yakınlaşmanın tek sebebi eşcinsel tarafmış da, arkadaşını üzmemek için  hetero taraf duruma razı olmuş da, zaten kendisi hayat boyu hep erkeklerden hoşlanmış da, veya ben senin kadın erkek olmana bakmadım seni sevdim de laflarını duymadı ki?

Bir kadınla yakınlaştığını, ona gayet tutkulu  duygular hissettiğini, hatta ona aşık olduğunu, birlikte olmak istediğini, bundan keyif aldığını itiraf edemeyen, haşa lezbiyen, biseksüel damgası! yemek istemeyen kadınlar tarafından, en ufak bir arıza durumunda, en ufak bir kavgada, ayrılıkta aşağılanmadık, belden aşağı vurulmadık ki? Gün gelir, olur da en yakın arkadaşınızla ufacık bir yakınlaşma yaşadığınızda, o arkadaşınız tarafından siz sorumlu tutulmadınız, suçlanmadınız ki? Neler yaşadık hepimiz. Yaşıyoruz.

Her eşcinsel bir gün bu aşağılanmayı yaşayacaktır. Ölümden kaçarsın da bundan kaçamazsın. Arkadaşın da aşağılar, sevgilin de. Bin defa yaşasan alışamazsın. Hepsine tamam. Kabul ettik. Anladık. Bu yollardan biz de geçtik.Eyvallah. Ama anne olunca.

Anne olunca herşey değiştiği gibi ilişkileri de değişiyormuş insanın. Daha da iyi düşünmek gerekiyormuş. Hele sevgilin de, arkadaşın da anne olsun, yaşıtı çocuğu olsun, birlikte büyüsünler gibi hayallere girerseniz yandınız. Oldu da anlaşamadınız sevgilinizden ayrıldınız, çocuklara gel de durumu anlat. Sorar, arar, ezilirsiniz. Sizin ayrılık acınıza çocuğunuzun o naif istekleri eklenir. Bin tane yalan söylersiniz. Hadi sevgilinizle koptunuz. Çocuğunu özlersiniz. O sizin çocuğunuzu özler. Herşey daha da zorlaşır.

Hayat böyle gider işte.

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Sana da mı yalan söylücem be çocuğum...

Annen bir yalancı çocuğum. Hem de çok küçük yaşlardan bu yana, en yakınlarına hayat boyu yalan söyledi. Bazen vicdan azabı çekti, bazen sinirlendi, bazen kendi yalanına kendini inandırmak için o yalanı yaşadı . Olmadı. Küfretti düzene. Yine olmadı. Şimdi kara kara düşünüyorum be çocuğum. Sana da mı yalan söyleyeyim. Ben ne yapayım, nerelere kaçayım. Çok bıktım bu durumdan, çok usandım.

Sana yalan söylemesem, bu kez sen benimle ilgili yalan söylemek zorunda kalır mısın? Yalan söylemesen, bu toplum, çevren, okul arkadaşlarından gelen lafla, sözle nasıl başedersin? Seni de mahvetmezler mi ahan da bu kızın anası lezbiyenmiş lan demezler mi? Derlerse umursamaz sallar mısın, bana kızar mısın, annem sapık mı diye çalişkiler yaşar mısın? Tüm bunlarla nasıl başa çıkacağız be yavrum. En iyisi sana da mı yalan söylemem, rol yapmam, gizli yaşamam, yaşamamam, sana da mı ikiyüzlü olmam.

Bunu yaparsam bu kez de  aman yalan söyleme, aman dürüst ol hayat boyu, sakın ha ikiyüzlü davranma diye sana nasıl öğütlerim be çocuğum.

Bu hayatta sadece aşık olduk. Aşklarımıza tutkuya bağlandık. Dünyaya haykırmak istedik, tüm çığlıklarımız, mutluluklarımız, coşkumuz, ayrılıklarımız, özlemlerimiz içimizde patladı. Yaşatmadınız bizi bu ülkede. Hayatlarımızı yalanla dolanla baskıyla tehditle ölümlerle söndürdünüz. yetmedi. Çocuklarımızı rahat bırakın. Anaları gey diye başka türlü eziyet edeceksiniz, kendileri de gey olursa başka türlü.

Bu memlekette hayatta kalabilen tüm geylere selam olsun....




7 Mayıs 2013 Salı

Heee aynen öyle dedim

Ne oldu? Rahatsız mı oldunuz? Olun birazcık.
Gey dedim, ibne dedim, lezbiyen, biseksüel dedim, eşcinsel, top dedim. Hemi de bunlarla birlikte anne dedim. Yakıştıramadınız mı? Yakışır, yakışıyor, hem de çok güzel yakışıyor.
Şimdi beni dinleyin.
Susup dinleme sırası sizde.

Ben ne oldu da bu blogu açmaya karar verdim. Çünkü yalnız hissettim. Çünkü derdim var, açılasım, içimi dökesim, sayıp sıralayasım var. Kim dinler, dinleyince ne eder, umurumda değil.

kadınım, geyim (geyliği de mi sadece erkeklere has sandınız, yanıldınız, kadın eşcinsellere de, gayet güzel gey denir arkadaş) hem kısa, hem rahat, hem lezbiyen gibi doğrudan pornografik çağrıştırmıyor, hem uluslararası. Gey demeye devam edicem.) ne diyordum, kadınım, geyim, anneyim.Gizliyim, saklıyım, bakarsınız görmezsiniz, görürsünüz yoksayarsınız, konuşuruz susturursunuz, susmayanı aşağılarsınız, olmadı hem görünür hem konuşursa gazlarsınız. Olsun. Biz varız ve hep olacağız. gayet güzel kadın kadına aşık da olacağız, gayet güzel çocuklarımızı da yetiştireceğiz. pek güzel gey anneleriz biz. Burdayız....Bilin diye söylüyorum :)