5 Temmuz 2013 Cuma

LGBTT Huzurevi Istiyoruz...

Bizi evlendirmiyorsun devlet, çoluk çocuk sahibi olmamıza da manisin. Bize ev yok, iş yok. Sigortamız, hayat güvencemiz yok. Homofobik/transfobik aileler de bizi evlatlıktan reddetmiş. Dünyanın en yalnız yaşlıları biz olacağız. Nefret cinayetlerine kurban gitmez ve yaşlanabilirsek tabii...

Size sözüm olsun ey okur, emekli olunca (pekbişey kalmadı :) bir sahil şehrinde, lezbiyen, gey, trans, travesti arkadaşlar için huzur evi açacağım. Hem kendim için hem de yaşlı tüm LGBTT'ler için. Çalışanların tümü gönüllü LGBTT olacak. Hem çalışacaklar, hem yaşlılardan ahh evladım biz Onur yürüyüşlerine 10 kişiyle başlamıştık, ahh ne günlerdi hikayeleri dinleyecekler :)

Hiç olmazsa nefret cinayetlerine kurban gitmemize engel ol da ey devlet yaşlılığımızı huzur içinde geçirelim...

2 Temmuz 2013 Salı

Nereden nereye

Nereden nereye.

90'ların başı. Kaos GL'nin fotokopisini o zamanlar İmge kitabevinde bulurum umudu, kasada nasıl ödeme yapacağım endişesine dönüşürken, aldığım "normal" kitapların arasında dergiyi saklayarak  ödemeyi yapar, ama suçlu suçlu yüzüm yerde, kimsenin suratına bakmadan kitapçıdan çıkardım. Kimselerin görmeyeceği bir yerde o fotokopiyi nasıl okurdum, atmaya kıyamaz nerelerde saklarım diye uzun uzun düşünürdüm. Birbirine aşkla bakan iki kadının resmine saatlerce bakardım. Biri ben biri umutsuz gizli aşkım, en yakın arkadaşımdı. Hayaller hayaller. Gerçek olmayacağından emin olduğum hayallerdi.

Dünyadaki tek eşcinsel kadın bendim ve ne sevgilim olabilecekti, ne aşık olduğum kadınlar beni sevecekti, ne anne olabilecektim, ne arkadaşlarıma açılabilecektim. Asla bir ailem olmayacaktı. O kadar emindim ki.
Kaos'un konur sokaktaydı sanırım küçük bir kafesi vardı. Oraya ilk girişim. Korkum, utancım. Hayat boyu unutulmaz. O ilk adım benim devrimimdi.

Yıl 2013.

Yıllar geçti. Aşklar yaşamışım, aşklar bitirmişim, sevişmişim, çok sevilmişim. Gerçekleşmeyeceğini düşündüğüm tüm hayaller gerçek olmuş. Ve en önemlisi. Anne olmuşum. Hayatımın en güzel sıfatına kavuşmuşum. Sanki evladıma kavuşmak için eşcinsel olmuşum ben. Onun annesi olmak için, onun benim çocuğum olması için eşcinsel olmuşum diyorum bazen. Herşeyin bir sebebi varsa, benim sebebim güzel evladım, onun mis kokusu, annem çok tatlııı cümleleri, sarılıp sarılıp seni çok seviyorum demeleri. Iyi ki eşcinsel olmuşum da O'nun annesi ben olmuşum. Öyle şanslıyım.Anlatmak imkansız.

Yine 2 gün önce onbinler yürüyor. Heryer gökkuşağı bayraklarıyla donatılmış. Herkes renkli, herkes kendi. Bu videoyu izlerken hüngür hüngür ağladım. Ben hala kendi aileme, çevreme karşı maskeyle dolaşıyorum. Hala kendim değilim, rol yapıyorum ama daha güçlüyüm, daha iyiyim. Umudum var. Bir gün o sokaklarda ben de haykıracağım eşcinselim diye. Benim, ben buyum ey ahali, diye sevinçten ağlayacağım. Ahhh işte o anda çocuğum da elimden tutarsa, onunla birlikte haykırabilirsem. Hayal mi, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal mi yine. Belki bu hayalim de gerçek olur. Çocuğumla birlikte mutluluktan ağlarım, ben, kendimi haykırabildiğim gün. O da yanımda olsun :)